Güncel Yazılar

  • Medeniyet Tasavvuru Okulu (MTO) talebeleriyle bir seminerde buluştuk. Çevrim içi seminere yoğun katılımdan, gelen soruların kalitesi ve derinliğinden etkilendim. Ülkemizin, coğrafyamızın ve dünyanın geleceğini dert edinmiş, yarınlarımıza ait umut kıvılcımlarının hummalı çabasından heyecan duydum. Zira bir eksen kaymasının yaşandığı günümüzde; medeniyet köklerimizle yeniden buluşmaya, fert ve toplum olarak kişiliğimizi ciddi bir bilinçle inşa etmeye ihtiyacımız var.
  • Bazen sessiz bir ortam ararız. Sadece kendimize kaldığımız, hiç ama hiçbir sesin rahatsız etmeyeceği bir mekân. Peki bu mümkün mü? Tüm gürültülerden arınmış, tam sessizliğin hâkim olduğu bir yerde insan nasıl tepkiler verir acaba? Mutlak sessizlik var mıdır? İnsanın az da olsa arka planda akan seslere ve gürültüye ihtiyacı var mıdır?
  • Güneşin henüz doğmadığı bir bayram sabahıydı. Dokuz evladının her birine ayrı bir sanat eseri hassasiyetiyle dokunan rahmetli annemin hazırladığı tertemiz elbiseler, döşeklerimizin başucundaydı. Beyaz gömlek (işlik), askılı pantolon (sirebent), kocaman düğmeli ceket (adam ceketi), elle örülen uzun yün çoraplar ve hafif ökçeli lastik (cizlavit) ayakkabı. Ablalarımın içlikleri ve entarileri ise rengârenkti.
  • Deney sonuçlarını merakla bekliyorduk. Zira hocamız öğrencilerine beşer dakikalık iki ayrı süre vermişti. Önce gözlerimizi kapatmıştık. Öldüğümüzü varsayıp, bize kaliteli bir insan hissi veren ve gerçekten mutlu eden davranışlarımızı düşünmüştük. Sonra gözlerimizi açıp aklımıza gelenleri yazmıştık.
  • Hocamız, derste ilginç bir uygulama yaptırmıştı. Çok etkilendiğim için hiç unutmam. Etkilendim çünkü yıllar önce köy odasında yaşadığım bir deneyim, seneler sonra Londra'daki doktora sonrası dersimde karşıma çıkmıştı.
  • Çocuk ve gençlerin akranlarına karşı zorba davranışlarının giderek çoğaldığına ve çeşitlendiğine değinmiştik. Nitekim gelişme dönemindeki zihinlerde maddi ve duygusal şiddete yönelik genetik potansiyel, dijital dünyanın sağladığı imkanlarla öğrenilmiş şiddet olarak yayılıyor.
  • Öğrenilmiş şiddet yeryüzünde hızla yayılıyor. En çarpıcı delillerden biri çocukların ve gençlerin birbirlerine verdikleri zararların giderek artmasıdır. Literatüre yerleşen akran zorbalığı çoğu zaman saklandığı için farkında olamıyoruz.
  • Yaşını almış bir iş insanımızla konuşuyorduk. Vaktiyle köyden İstanbul'a gelmiş. Çeşitli işlerde çalışmış. Laleli'deki hamallık günlerini anlatırken gözleri doluyor. Sonra kendi işini kurmuş. Yirmi metrelik bir tostçu dükkanından büyük bir gıda grubuna dönüşen zorlu bir yolculuk. Tipik bir aile şirketinin kurucu lideri.
  • Bazen kavramlar herkes için aynı anlamı taşımaz. Aşk, sevgi, liderlik, merhamet, hayat, ölüm…
  • Derin zekalar, renkli kişilikler, zenginler, fakirler, hocalar, okumuşlar, cahiller, sağlıklı olanlar, hastalar, güzeller, yakışıklılar, ustalar, çıraklar, mutlular, mutsuzlar, iyiler, kötüler, gençler, yaşlılar… Cenazeden cenazeye koşuyoruz. Çember daralıyor. Hepsi anlaşmış gibi hayattan kopup ölüme koşuyor. Nedir bu ölüm telaşı?
  • Bir kış günü yine yollardayız. Eskiden saatlerce, günlerce süren bol kıvrımlı yollar kısalmış. Geniş asfaltları, kocaman köprüleri, viyadükleri, dağları delen tünelleri geçiyoruz. Bize ait ruhumuzun coşkusuyla bize ait devletin vatan topraklarında yol almanın huzurunu yaşıyoruz. Mesafeleri katetme hızına inat yolculuğun tetiklediği anlam arayışı zihnimize akın ediyor.
  • Yine bir seçim, yeniden bir tercih zamanı. Siyasi partiler, tanıtımlar, reklamlar, projeler, vaatler, söylemler… Mahalleleri, beldeleri, şehirleri yönetmeye hazır olduğuna inanan lider adayları meydanlarda. Yeniden seçilmek yahut mevcudun yerine seçilmek için vatandaşın tercihinin peşinde adaylar.
  • Kendini beğenme, aşırı öz güven, böbürlenme, haddi aşma, gösteriş, ötekileştirme, hak iddia etme, kendini üstün görme, küstahlık… Bu olumsuz huyların merkezinde kibir vardır. Kendisini seçilmiş ve her zaman haklı görme eğilimi özellikle siyasi seçim dönemlerinde daha bariz biçimde ortaya çıkar.
  • Yapay zekâ ürünü aletler ve uygulamalar, birey ve toplum yaşamında hızla yer alıp psikolojimizi etkileyen başlı başına bir konuya dönüşüyor. Dolayısıyla yapay zekâ psikolojisi de giderek derinleşen bir çalışma alanı oluyor.
  • Yapay zekâ çalışmalarının konfor alanımızı geliştirdiğine ancak insan eliyle yapılan işlerin daralması ve bizi taklit eden insansı robotların potansiyel sorunlara neden olabileceğine değinmiştik. Konunun psikolojimizi de yakından ilgilendiren tarafları var.
  • Yapay zekâ yaşamımızın bir gerçeği. Hayatımızı nasıl etkileyeceğini bilemediğimiz her yeni gelişme gibi yapay zekâya da mesafeli duruyoruz. Bir kısmımız anlamaya çalışırken bazılarımız yapay zekâ endişesi yaşıyoruz.
  • Lisans öğrenimi sırasında yan dal olarak aldığım felsefe derslerinden bir anekdot geliyor aklıma.
  • Neyin peşinde koştuğumuza ve neye talip olduğumuza göre şekilleniyor hayatımız.
  • Dünya insanı, zevklerini ertelemede giderek zorlanıyor.
  • Anne ve iki evladı telefonlarına öylesine dalmışlardı ki direksiyon başındaki babanın yorgunluğunu ve arabanın ara ara savrulmasını bile fark etmediler.
  • Gıda işiyle uğraşan aile şirketinin kurucusu baba, hafta sonu şirketin bayi toplantısını yapmıştı.
  • Yine bir sonbahar ve yeniden kışa dönüyor tabiat.
  • Adalet; en temel anlatımla başkasının hakkını gözetmektir.
  • Büyükelçiliğimizin ve Başkonsolosluğumuzun davetiyle New York'taki Türk Evi'nde İnsani Krizden İnsani Derinliğe konulu söyleşimizi ve beş dilde yayınlanan İnsani Derinlik kitabımızın İngilizce baskısının (The Profondity of Humanity) imza gününü yaptık.
  • İnsana yönelik katliam konusunda dünyanın dört bir yanındaki halkların kendiliğinden sokaklara çıkması ve bazı otoritelerin engellemelerine rağmen büyük gösteriler yapılması bundandır.
  • Yine savaş, yeni bir savaş. Tekrar ağlamaya başladı kadınlar, çocuklar öksüz, anneler evlatsız kalmaya başladı.
  • Ruh sağlığımızın yerinde olup olmadığının çok önemli bir göstergesi, iç konuşmalarımızdır.
  • Anadolu'nun yanık türküleriyle aramızdaki muhabbeti okurlarımız bilir.
  • İnsanların tabiatla iç içe gelişen yaşam alışkanlıkları, kendileri dışındaki canlı ve cansızlarla günlük hayat rutinleri, hayvanların beslenmesi, evlerin bakımı, kendi işini görme çabası, bir sonraki mevsime hazırlık uğraşısı…
  • Ekonominin bel kemiği olan aile şirketlerinin hızla dağılması dünyadaki ekonomik dalgalanmanın önemli sebeplerindendir.